Anlaşmalı Boşanma ve Mal Paylaşımı

Elbette boşanma sürecinde üzüntü, kırgınlık ve stres gibi duygular ön plana çıkar. Ama sonrasında nafakanın ne kadar ödeneceği, ev araba ve ziynet eşyalarının kimde kalacağı düşünülür. Çoğu çift, uzun yıllar süren çekişmeli boşanmada yıpranmamaları için anlaşmalı olarak boşanmayı tercih eder. 

İlginizi Çekebilir: Anlaşmalı Boşanma İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler

Anlaşmalı boşanma mal paylaşımı içinde yazılı bir protokol hazırlarken taraflar, evlilik süresi boyunca sahip oldukları mallara dair hükümlere yer verilebilir. Ya da mal paylaşım anlaşması, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra da yapılabilir. 

Peki, boşanma sonrası mal paylaşımı nasıl yapılır? Mal paylaşım anlaşması ve yöntemleri nedir biliyor musunuz? Bu yazımızda boşanma sonrası mal paylaşımı ile ilgili bilgilere göz atacağız

Mal Paylaşımında Anlaşma Yöntemleri

Mal Paylaşımında Anlaşma Yöntemleri

Birlikte yaşanan bir geçmiş, iyi kötü ortak anılar, maddi manevi birikimler ve belki de aileyi temsil eden çocuklar. Tüm bunlar, boşanma sürecini olduğundan daha karmaşık bir duruma sokabilir. Ayrıca hem duygusal hem maddi hem de yasal açıdan zorluklar yaşatabilir. İster 1 yıllık isterse 40 yıllık bir evlilik olsun, hukuksal açıdan hepsi aynıdır. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki; 40 yıl süren bir evlilik 2002 yılı öncesinde gerçekleştiği için boşanma sonrası mal paylaşımı açısından bazı farklılıklar meydana gelebilir.

İlk başta şunu söylemek gerekir, boşanma davası ile birlikte mal paylaşım davası açılamamaktadır. Her ne kadar her iki dava, aynı zamanda ve ayrı ayrı açılabilse de boşanmanın kesinleşmesi gerekir. Dolayısıyla mal paylaşım davası askıya alınır. Yani, ilk önce çekişmeli veya anlaşmalı hangi tür olursa olsun boşanma davasında kesin karar çıkmalıdır. Kararın ardından da mal paylaşım davası başlar.

İlginizi Çekebilir: Anlaşmalı Boşanma ile Çekişmeli Boşanma Arasındaki Farklar

Günümüzde boşanma sonrası mal paylaşımı 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Medeni Kanun Yasası geçerlidir. Bu tarihten önce ve sonrasından yasaya tabi olan hukuki kurallar birbirinden farklıdır.

  • 01.01.2002 öncesi: Belirtilen tarihten önce edinilen tüm mal ve diğer gayrimenkuller kimin üzerine alındıysa ona aittir.
  • 01.01.2002 sonrası: Şimdiki dönemde geçerli olan Medeni Kanun’da, evlilik sürecinde edinilen tüm mallar yarı yarıya paylaşılır. 

Her iki dönemin bir temel kuralı vardır. Bu da; evliliğe kadar edinilen bütün mallar, kimin üzerine yasal olarak kayıtlı ise onun kişisel hakkıdır. Ve boşanma sonrası mal paylaşımı hakkına dahil edilememektedir. 

Şunu söylemekte de fayda vardır; mal paylaşım davası kesinlikle belirsiz alacak davası şeklinde açılması gerekir. Bununla birlikte taraflar, çekişmeli veya anlaşmalı boşanma mal paylaşımı davası ile katılma, katkı payı ve değer artış payı alacağı olarak 3 talepte bulunabilir.

Anlaşmalı boşanma mal paylaşımı ise, tarafların arzu ve isteklerine göre yapmak mümkündür. Taraflar boşanma protokolü ile dilerlerse evlilikte edinilen malları yarı yarıya veya farklı bir oranla paylaşabilir. Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımını belirtmeleri gerekmez. 

Yazılı protokolde mal paylaşım anlaşması yer almıyorsa boşanma kararı kesinleştikten sonra mal paylaşım davası açılabilir. Çünkü tarafların bu tür boşanma davasında yalnızca boşanmak ve çocuk velayeti gibi konular hakkında anlaşması gerekir. Hatta taraflardan biri, tüm haklarından da feragat edebilir. Eğer mal paylaşımı davası açılmayacaksa, protokole feragat beyanı yazılması gerekir.

Paylaşımda Karşılaşılan Zorluklar

Paylaşımda Karşılaşılan Zorluklar

Yukarıda bahsettiğimiz gibi evlilik sürecinde sahip olunan mallar, yarı yarıya paylaşılır. Ancak bazı uygulamalar sonucu bu paylaşım oranı değişebilir. Mal paylaşım yöntemleri ve mal paylaşım zorlukları şu şekilde sıralanabilir:

1) Çekişmeli veya anlaşmalı davalarda mal paylaşım anlaşması yapılırken, ilk olarak taraflar kişisel mallarını alır. Kişisel mallar:

  • – Mal rejimine ilk başvurulduğunda tarafların sahip olduğu, sonradan miras kaldığı veya farklı şekilde karşılıksız kazanma ile malvarlığı,
  • – 3. şahıslardan kazanılan manevi tazminatlar,
  • – Sadece kişisel kullanıma uygun eşyalar,
  • – Kişisel malların takas veya satış yoluyla elde edilen para gibi değerler,

2) Kanunda evlilik birliğinde sahip olunan malların tarifi şu şekildedir:

  • – Çalışma sonucunda sahip olunan edinimler,
  • – Yukarıda belirtilen kişisel mallardan elde edilen gelirler. Yalnız ana mallar hesaba katılmaz. Örneğin sahip olunan bir konutun bedeli hesaba katılmazken eğer kira geliri varsa boşanma sonrası mal paylaşımı hesabına ilave edilir.
  • – SGK, sosyal yardım yapan kurumlar veya personel yardımı yapan sandıkların ödemeleri,
  • – İş kazası gibi çalışma gücü kaybına bağlı maddi tazminat ödemeleri,
  • – Evlilikte sahip olunan mal veya menkullerin yerine geçenler,  

3) Mal paylaşım yöntemleri arasında tarafların, evliklerinde bir sözleşme yaparak hangi mallarının kişisel sayılacağının kararını alabilmesi de vardır. Mal rejim sözleşmesi ile taraflar çalışma döneminde veya bir işletmeden sahip olduğu malvarlıkları “kişisel mal” olarak sayılabilir. Dolayısıyla bu tür mallar, paylaşıma tabi tutulmaz.

4) Taraflardan biri mallarından herhangi birini kendine ait olduğunu iddia edebilir. Ancak bu durumu ispat etmek zorundadır. Çünkü evlilik sürecinde sahip olunan bütün edinimler, kişisel olarak sayılmaz. Eğer bu ispat edemezse, boşanma sonrası mal paylaşımı hesabına girer.

5) Bazı durumlarda kişisel ile evlilik birliğinde sahip olunan mallar arasında bir denge hesabının yapılmasına gerek görülür. Taraflardan birinin kişisel malına ilişkin borcu edinilmiş mallara ya da sahip olunan mallardan doğan borçlar kişisel edinimlerden ödendiyse, tasfiye anında bir denkleştirme söz konusu olabilir. 

Buna bir örnek vermek gerekirse, evlilik öncesi alınan bir evin satış bedeli ve evlilik sürecinde kazanılan bir miktar değer birleştirilerek yeni bir konut satın alınabilir. Bu somut olayda evlilik öncesi alındığı için kişiselden evlilikte edinilen mala geçer. Dolayısıyla bunun bir denkleştirmesi yapılarak hak kaybının önüne geçilir.

6) Boşanma sonrası mal paylaşımı sırasında mevcut menkul veya diğer gayrimenkullerin değerleri, mahkeme karar gününe en yakın tarihteki değerler dikkate alınarak belirlenir. Aynı zamanda malların değeri üzerinden işlenecek yasal faizler de mahkeme karar tarihinden sonra işlemeye başlar.

Anlaşmalı boşanma mal paylaşımı için taraflar, evlilik sürecinde edindikleri malları ortak veya farklı oranlarda paylaşabilir. Ya da bu haklarından feragat ederek mal rejim tasfiyesi yapmaları söz konusu olabilir. Eğer taraflar, boşanma sürecinde mal rejim tasfiyesinde anlaşmaya varmak istiyorlarsa, bu konu hakkında açık ve net olmaları gerekir. Protokolde soyut, farklı yorumlara yol açabilecek sözcük ve cümleler yer verilmemesine özen gösterilmelidir. 

Taraflar, mal paylaşım anlaşması anlaşmalı boşanma davası sürecinde yapmıyorlarsa, davanın kesin kararı verildikten sonra ayrı bir dava açarak tasfiyeyi talep edebilmektedirler. Bununla birlikte tasfiye, anlaşmalı boşanma esnasında yapılabileceği gibi, taraflar bu haklarını daha sonra kullanabilmeleri olasıdır. Ancak boşanma sonrası mal paylaşımı davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına göre 10 yıl içerisinde açılmalıdır.

Boşanma protokolünde mal paylaşımına dair net bir madde bulunmaması halinde taraflar, boşanma davasının kesin kararından itibaren 10 yıllık bir sürede mal paylaşımı davası açma hakları vardır. Yasalar tarafından belirlenen 10 yıl süreyi aştığı takdirde, boşanma sonrası mal paylaşımı talebinde bulunamazlar.

Özetle anlaşmalı boşanma protokolünde, ziynet, mal veya diğer menkullerin paylaşımı ayrıntılı olarak belirtilmelidir. Eşler, mallarını talep ettikleri gibi paylaştıklarını veya nasıl paylaşacaklarını usule ve esasa uygun şekilde protokolde yazmalıdır. Aksi takdirde hak kaybı yaşayabilirler. 

Bunun yanında boşanma davası kesinleşmemişse boşanma sonrası mal paylaşımı için ayrı bir dava açabilirler. Bu durumda mal paylaşım davalarına bakan mahkemeler, boşanmanın kesin sonucu bekler. Böylelikle 10 yıllık zamanaşımı süre sorunu daha kolay ortadan kaldırabilir. Ayrıca yurtdışında boşanan çiftlerin zaman aşımı süresi, bulundukları ülkenin kanun ve yasalarına göre değişir. Ve kesin boşanma kararı verildiği tarihten itibaren geçerlidir.
İlginizi Çekebilir: Anlaşmalı Boşanma Sürecinde Avukatın Rolü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Get a Free Quote

Fill out the form below to get a quote on your project.